30 Kasım 2011 Çarşamba

the libertines:what became of the likely lads________arch



        the libertines; canlarım, yavru kuşlarım. bi birikimi, kaynağı olmayan gençlerin kendi çabalarıyla, gençlik hevesleriyle ortaya çıkardıkları ham müzik, benim için çok kıymetli. belki de beni en çok heycanlandıran müzik türü. the beatles bu yüzden kıymetli, punk bu yüzden kıymetli. 21. yüzyılın başında bu gençlik ateşini yeniden canlandıran iki gruptan biri, the libertines. dağılmadan önce  çıkardıkları son single, what became of the likely lads idi. grubun hikayesini bilenler bu parçayı hep gözü yaşlı dinler. -hüzünlendim- canciğer iki dostun birbirine tahammül edemez hale gelişinin hikayesi.

          videonun senaryosu, parçanın anlattıklarına paralel tutulmuş. iki minik kanka, günlük hayat sıkılganlıklarıyla terk edilmiş gibi duran bi dünyada. mekan, bir toplu konut sitesi. ingilterenin yaşadığı toplu konut faciasından bir kesit. orada işler bizden biraz farklı. council house diye bilinen sistemde; merkezi ve yerel yönetimin idaresinde, ihtiyaç sahiplerine kiralanmak üzere yapılmış konutlar var. eski zamanlardan beri var olan uygulama, ingilterenin yaşadığı ağır yıkım yüzünden ll. dünya savaşı döneminde hızlanıyor. tabiki üretimin patlaması, yapılan işlerde kalitenin düşmesine sebep oluyor. plansız, programsız, ilerisini düşünmeden, ölçmeden, biçmeden yapılan milyonlarca konut, günümüz ingilteresinin sırtındaki en büyük kamburlardan biri.
           bu sistemin topluma getirisi: sosyal sınıflaşma. mevcut binaların sosyal donatı eksikliği, bulundukları semtlerin kent merkeziyle fiziki ve sosyal ilişkisindeki zayıflık buraları yaşanabilemez kılıyor. fırsatını bulan bu bölgelerden kaçıyor. geride kalan, terk edilmiş semtler. sosyal sınıfın en altındakiler yani göçmenler -afrikalı, asyalı- gelip yerleşiyor buralara. haliyle yasadışı faaliyetlerde artış, kaçakçılık, şiddet...vs. bu bölgelerde yaşayan gençlerin yarına dair hiç bir umudu yok, ingiltere bu sorunlarla nasıl baş edeceğini 30 yıldır bilemedi, konutları satmaya uğraşıyor, alıcı yok.
         uzun uzun anlattım, anlayana. hikaye çok tanıdık, sonumuzun böyle olmasından korkarım. ülkemizde tokinin esas işi olan, olması gereken toplu konut üretiminde gidişatımız bu. 500 konutluk proje, 1000 konutluk proje...2023 yılına dek hedef 500bin yeni konut. neye fayda? 21. yüzyıl gecekonduları. tek katlı kulübede değil de 22 katlı apartmanda oturmak, insanları varoştan kurtarmaz. varoştaki insanın temel sıkıntısı, kente entegre olamamak. bu insanlar; önce bişeler öğrenecek, öğrendiğiyle üretecek ki, ürettiğiyle toplumun parçası haline gelsin. bu insanları asansöre bindirerek, ebeveyn banyosu kullandırarak hayata dair gerçek sıkıntılarını çözemezsiniz. kentte yürütülen hiçbir faaliyette katılmadan, ayda yılda bir kente "inerek", kentli olamazlar.
        amma çok konuşmuşum, toparlayayım. devletin yeni goncası şehircilik bakanlığında; bina inşa etmenin şehir inşa etmeye yetmediğini bilen birilerinin olması temennisiyle. 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder